Medine’de Gezilecek Yerler

Medine’nin her tarafında, İslamiyet’in ilk dönemlerine dair zengin bilgiler içeren pek çok tarihi mekan sizleri bekliyor. Kutsal şehir Medine, İslam tarihinin en önemli merkezlerinden biri olarak ziyaretçilerine manevi bir deneyim sunmaktadır. Şehrin merkezinde bulunan Mescid-i Nebevi, Hz. Muhammed’in kabrinin yer aldığı Ravza-i Mutahhara ve Cennetü’l Baki mezarlığı, İslam âleminde büyük bir öneme sahiptir. Kuba Mescidi, İslam’ın ilk camisi olarak bilinirken, Uhud Dağı ve Şehitliği de önemli ziyaret yerleri arasında yer alır. Hac ve umre dönemlerinde yoğun bir ilgi gören dini mekanların yanı sıra, kentin çeşitli dönemlerini yansıtan müzelere de gezinizde yer verebilirsiniz. Özellikle Medine Müzesi ve İslam Medeniyeti Müzesi, İslam tarihine dair geniş koleksiyonlarıyla dikkat çekmektedir. Hurma bahçeleriyle çevrili bu kutsal şehirde, Hendek Savaşı’nın yaşandığı bölgeler ve Yedi Mescitler gibi tarihi alanlar da keşfedilmeyi beklemektedir. Tarihle dolu her köşesiyle Medine, İslami mirasın en değerli hazinelerini barındırmaktadır.

 

Mescid-i Nebevî

Mescid-i Nebevî

Mescid-i Nebevî, Hz. Peygamber’in Medine’ye hicretinin hemen ardından ashabıyla birlikte inşa ettiği bir camidir. Bu kutsal mescit, Peygamber Muhammed’in Medine’ye varışı sırasında devesinin çöktüğü yerde inşa edilmiştir ve Mekke’den olan göçünün sona erdiğini simgeler. Ayrıca, bu camiye Mescid-i Rasûl, Mescid-i Şerîf ve Mescid-i Saadet gibi isimler de verilmektedir; bu da onun İslam geleneğindeki önemini yansıtır. Mescid-i Haram’dan sonra, Mescid-i Aksa gibi yeryüzündeki en faziletli camilerden biri olarak kabul edilmektedir, bu nedenle İslam’daki en saygın üç mescitten biridir. Mescid-i Nebevî, hicretin Medine’deki sona erdiği yerde, Allah Elçisi’nin devesinin çöktüğü, Neccar oğullarından satın alınan bir arazi üzerine inşa edilmiş ve bitişiğindeki cahiliye dönemine ait mezarlık kaldırılarak alan genişletilmiştir. Tarih boyunca, bu cami birçok genişletme geçirmiştir, ancak Peygamber’in camisi olarak manevi özünü korumayı başarmıştır ve İslam’daki ikinci en kutsal mekan olma niteliğini sürdürmüştür.

 

Cennet Bahçesi

Ravza-i Mutahhara

Yerel adıyla Ravza-i Mutahhara, İslam dünyasının en kutsal yerlerinden biri olarak Medine’de yer alan Cennet Bahçesi, büyük bir manevi öneme sahiptir. Peygamber Camii’nin içinde bulunmaktadır. Bu kutsal mekan, İslam inancına göre cennetin bir parçası olarak kabul edilmekte ve her yıl milyonlarca Müslüman tarafından ziyaret edilmektedir. Hz. Muhammed’in Cuma Hutbesi’ni sunduğu yer olması nedeniyle, burası adeta bir ziyaretçi akınına uğramaktadır. Ziyaretçiler burada dua etmek ve manevi bir huzur bulmak için uzun saatler bekleyebilmektedir. İslam tarihi açısından taşıdığı önem ve Peygamber Efendimizin anılarını barındırması, bu alanı Müslümanlar için eşsiz kılmaktadır. Süslemeleri ve yeşil alanları ile caminin diğer bölümlerinden farklı bir görünüm sunmaktadır. Cennet Bahçesi’nin mimari estetiği, İslami sanatın inceliklerini yansıtırken, yeşil kubbesi ve zarif sütunlarıyla ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatmaktadır.

 

7 Günlük Umre Fiyatları 2025  için tıklayınız.

 

Hz. Peygamber’in Kabrini Ziyaret

peygamber kabri

Hz. Peygamber’in kabrini ziyaret etmek, İslam dünyasında önemli bir ibadet olarak değerlendirilmektedir. İslam tarihinde, kader inancının henüz tam olarak yerleşmediği ve câhiliye alışkanlıklarının sürdüğü bir dönemde kabir ziyareti yasaklanmış; ancak sonrasında bu yasak kaldırılmıştır. Bu değişikliğin dayanağı, Peygamber Efendimizin şu hadisine dayanmaktadır: “Size kabirleri ziyaret etmeyi yasaklamıştım. Artık kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü bu ziyaret, sizi ölüme hatırlatır.” Hz. Peygamber 632 yılında vefat ettiğinde, mescidin yanında bulunan, hayata veda ettiği evinin odasına defnedilmiştir. Daha sonra Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer de onun yanına gömülmüştür. Bu kutsal mekan, Müslümanlar için büyük bir ziyaretgah olmuştur. Mescid-i Nebevî genişletilirken, bu kabirler ana duvarların içinde kalmış, çevresi duvar ve demir parmaklıklarla ayrılarak, üzerine bir kubbe inşa edilerek mescitten farklı bir görünüm kazanmıştır.

 

Kubbe-i Hadra

Kubbe-i Hadra

Kubbe-i Hadra, İslam aleminin en önemli yapılarından biridir. 1837’deki yenileme çalışmaları sırasında Yeşil Kubbe ismiyle anılmaya başlanan bu yapı, Medine’deki Mescid-i Nebevi’nin en çarpıcı kısımlarından birini oluşturur. Bu muazzam mimari eser, Hz. Muhammed, Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir’in mezarlarının bulunduğu alan üzerine inşa edilmiştir. Parlak yeşil rengi ve görkemli kubbesiyle İslam mimarisinin güzel örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. İslam dünyasından milyonlarca Müslüman her yıl hac ve umre ziyaretleri sırasında bu kutsal mekâna akın etmektedir. Peygamber Camii’ni ziyaret eden ziyaretçiler öncelikle buraya yönelip dua ederek saygılarını ifade etmeyi hedeflemektedir.

 

Kuba Mescidi

Kuba Mescidi

Kuba Mescidi, İslam tarihindeki ilk camidir ve Medine’ye yakın bir yerleşim yeri olan Kuba’da bulunmaktadır. Hicret (Mekke’den Medine’ye göç) sırasında, Peygamber Muhammad Medine’ye girmeden önce birkaç gün Kuba’da kalmış ve bu kutsal caminin temellerini atmıştır. Bu caminin İslam geleneğindeki önemi büyüktür, çünkü Medine’deki Müslüman topluluğunun kuruluşunu temsil etmektedir. Caminin inşası, yerel halkın taş getirmesiyle gerçekleştirilen bir toplumsal çaba olmuştur. Ammar Ibn Yāsir, inşaat sürecinde gösterdiği olağanüstü özveri ile “İslam’da cami inşa eden ilk kişi” unvanını almıştır. Kur’an, Surah At-Tawbah’da Kuba Mescidi’nden bahsederek, onun kutsallığını koruyanları övmektedir. Günümüzde, Kuba Mescidi, Müslümanların dünya genelinde ziyaret edip dua ettikleri önemli bir hac merkezi olmaya devam etmektedir. Tarihsel ve manevi önemi, onu Mekke ve Medine’deki İki Kutsal Cami’den sonra İslam mirası içinde en saygın yerlerden biri haline getirmektedir.

 

Uhud Dağı ve Kabristanı

Uhud Dağı ve Kabristanı

Uhud Dağı ve mezarlığı, İslam tarihinde önemli bir yere sahip olan kutsal alanlardan biridir. Uhud Savaşı’nın yapıldığı dağın, Peygamber Camii’ne yalnızca 5 kilometre mesafede bulunuyor. Bu dağ, Hz. Muhammed döneminde 625 yılında Müslümanlar ile Mekke’nin putperestleri arasında cereyan eden tarihi çatışmaya ev sahipliği yapmıştır. Savaşın izlerini taşıyan bu kutsal mekan, İslam âleminin en önemli ziyaret noktalarından biri olarak değerlendirilmektedir. Burada 70 Müslümanın şehit düştüğü bu alan, şehirde mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında sayılmaktadır. Şehitlerin mezarları burada yer almakta ve her yıl binlerce hacı ve umreci tarafından ziyaret edilmektedir.

 

Mescid-i Kıbleteyn (İki Kıbleli Mescit)

Mescid-i Kıbleteyn (İki Kıbleli Mescit)

Medine’de yer alan bu mescidin önemli bir özelliği, ilk kıble değişikliğine tanıklık etmesidir: İslam’ın ilk dönemlerinde namazlar Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya doğru kılınırken, hicretin 16. ayında kıble Mekke’deki Mescid-i Haram’a dönmüştür. Mescid-i Kıbleteyn, İslam tarihinde eşsiz bir konuma sahip olup “İki Kıbleli Mescit” olarak da anılmaktadır. Bu kutsal mekan, Hz. Muhammed’in öğle namazını kıldırdığı esnada Cebrail aracılığıyla aldığı vahiy ile kıble yönünün değiştiği yerdir. Rivayetlere göre, namaz sırasında Peygamber Efendimiz ve sahabeleri başlangıçta Kudüs’e yönelmiş, ancak namazın ortasında gelen vahiy ile hep birlikte Kâbe’ye dönecek şekilde yön değiştirmişlerdir. Bu tarihi olay, Bakara Suresi’nin 144. ayetinde de belirtilmektedir. Günümüzde Mescid-i Kıbleteyn, Müslüman hacılar ve turistler için önemli bir ziyaret yeri olma özelliğini taşımaktadır.

 

Yedi Mescitler

Yedi Mescitler

Yedi Mescitler, Hendek Savaşı’nın yaşandığı Sal Dağı’nın güneyinde yer alan bir dini komplekstir ve isminin aksine sadece altı ibadet alanından oluşmaktadır. Bu kompleks, Hz. Muhammed döneminde önemli olayların yaşandığı bir bölgede yer alır ve İslam tarihinin canlı bir tanığı olarak görülmektedir. İbadet yerlerinin her biri, kendine özgü mimari unsurlar ve tarihi hikâyeler taşımaktadır. Aynı dönemde inşa edilmiş olmalarına rağmen, bu alanlardaki mimari çeşitlilik, dini kompleksin yoğun bir şekilde ziyaretçi çekmesini sağlamaktadır. Mescitler, sade yapılarıyla birlikte İslam mimarisinin erken dönem örneklerini yansıttığı için büyük bir öneme sahiptir. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist, bu kutsal mekanı ziyaret ederek hem manevi bir deneyim yaşamaktadır hem de İslam tarihinin önemli anlarına tanıklık etmektedir.

 

Baki Mezarlığı

Baki Mezarlığı

Mescid-i Nebevî’nin doğu kısmında yer alan Baki Mezarlığı’nı ziyaret etmek oldukça faziletlidir. Bu tarihi mezarlık, İslam tarihinin en kıymetli şahsiyetlerinin sonsuz istirahatgahı olarak bilinmektedir. Hz. Peygamber’i tanımış, onunla sohbet etmiş ve İslam’ın yayılması için gayret göstermiş olan on binlerce sahâbe burada defnedilmiştir. Medine’nin kalbi olarak kabul edilen bu kutsal yer, yüzyıllar boyunca Müslümanların ziyaret ettiği bir mekan olmuştur. Üçüncü halife Hz. Osman, Hz. Abbas, Hz. Âişe, Hz. Fatıma, Sa’d İbn Ebî Vakkas, Hz. Hasan gibi sahabelerin yanı sıra, İmam Mâlik gibi tâbiîlerden birçok önemli şahsiyet de bu mezarlıkta yer almaktadır. Baki Mezarlığı, yalnızca bir defin yeri değil, aynı zamanda İslam’ın erken dönemlerinden itibaren manevi bir eğitim merkezi olarak algılanmış, ziyaretçilerine ahiret hayatını hatırlatan mühim bir mekan olarak değerlendirilmiştir.

 

Mada’in Saleh

Mada’in Saleh

Mada’in Saleh arkeolojik alanı, Suudi Arabistan’ın ilk UNESCO Dünya Mirası alanı olarak, antik uygarlığa dair olağanüstü bir kanıt niteliğindedir. Medine’nin yaklaşık 400 kilometre kuzeyinde yer alan bu arkeolojik harika, devasa kayalara oyulmuş 100’den fazla anıtsal mezar içermektedir. Medine’deki gezilecek yerler listenize ekleyerek, İslamiyet öncesi dönemden günümüze ulaşan en önemli kalıntıları görme şansına sahip olabilirsiniz. “Al-Hijr” veya “Hegra” olarak da bilinen bu yer, Nabatean Krallığı’nın en güneydeki yerleşimi olarak hizmet vermiştir; aynı uygarlık, Ürdün’deki Petra’yı da inşa etmiştir. M.S. birinci yüzyıla tarihlenen alan, olağanüstü mimari hassasiyeti ve kültürel önemini sergilemektedir. Buradaki yapıların çoğunun Nabatean Krallığı dönemine ait olduğu belirtilmektedir. Detaylı cepheler, Asur, Mısır, Fenikeli ve Helenistik mimari etkilerini yansıtan karmaşık oymalar içermektedir. Bölgeyi gezerken Lihyanite ve Roma dönemine ait buluntularla da karşılaşmanız mümkündür. Mezarların ötesinde, ziyaretçiler Hijaz Demiryolu istasyonunu, antik kuyuları ve birden fazla uygarlığı kapsayan zengin tarihi öyküyü ortaya koyan yazıtları keşfedebilirler.

İlgili Yayınlar

amade turizm
Telefon Hemen Ara
Telefon Sizi Arayalım
Whatsapp WhatsApp